Alm. Existenzialismus, Fr. existentialisme, İng. existentialism
Varoluşçu felsefe düşüncesini temel olarak alan bütün düşünsel uğraşılara verilen ad.
Başlıca temsilcileri: Jean Paul Sartre, Albert Camus, Merlaeu-Ponty, Simone de Beauvoir, Gabriel Marcel, Martin Heidegger ve Karl Jaspers'dir.
Fransa'da bir felsefe - edebiyat akımı olarak biçim almıştır. J. P. Sartre'a göre; varoluş özden önce gelir ve her bir kimseye bir öz kazandırmayı sağlayacak özgürlükle özdeştir; insan ne ise o değildir, ne olmuşsa odur. İnsan kendini kendi yapar, daha önce kazandığı bazı belirlenimlerin elverdiği ölçüde kendine biçim verir, kendini oluşturur.Heidegger'e göre "İnsanın özü varoluşundadır." yani "dünyada-olma"sındadır. Yalnızca insan "gerçek varoluş"tur. Çünkü yalnız insan var olanın (kendisinin) sınırlarını aşıp varlığa adım atabilir. Yalnız insan var olan olarak kalmaz, kendini var olan olarak anlayabilir: bütün öteki şeyleri anlayabilmesinin temeli de budur. Böyle olunca varlıkbilim bütün öteki bilimlerin dayanağıdır; Heidegger ağırlık merkezi ahlak felsefesi ve insanbilim ile ilgili sorunlar olan her varoluşçu felsefenin karşısına bilinçli olarak bir varoluşçu varlıkbilim koymak ister; böylece varlığı var-oluşta arayarak felsefenin temel sorunu olan varlık felsefesine dönmüş olur. Varlığın (Sein) araştırılması gereken yer varoluştur (Existenz). İnsanın özü varoluşunda olduğuna göre, varoluştan kalkarak varlık sorusu yeniden düzenlenmelidir.
Jaspers, her varlıkbilimde, varoluşsal olanın bir katılaşması ve yozlaşması tehlikesini görür; onun yöntemi varoluşu açma, aydınlığa çıkarma (varoluş aydınlanması) yöntemidir; ama, kendi felsefesinin salt bir varoluş felsefesi olduğunu ileri sürmekle birlikte, kendisi de bilincin ötesine geçen bir fizikötesine yönelişiyle varoluş felsefesinin dışına çıkar.